7 Ekim 2007 Pazar

Lost 4.sezon'da yeni oyuncular



Lance Reddick ve Ken Leung

tvguide.com da yer alan habere göre Sopranos dizisinde de rol alan Ken Leungve amerikan HBO kanalında yayınlanan The Wire adlı dizide yer alan Lance Reddick lost'un 4. sezonunda yer alacak isimler olacak.

Ken Leung'la ilgili haberde oyuncunun dizide Russell adında bir çok bilim dalında bilgisi olan zeki bir matematikçiyi canlandıracağı yazıyor.
Lance Reddick'in ise hangi rolde karşımıza çıkacağı ise de ilerleyen günlerde açıklanacak.

bunları biliyor muydunuz

bunları biliyor muydunuz:

kate'in aslında çilsiz olduğunu, her bölüm çil makyajı yapıldığını...

hurley'nin dizideki rolü icabı 100 kilo aldığını...

jin'in aslen tatar olduğunu...

michael'ın "waalt waaalt... they took my son, waalt" diye bağırdığı sahnenin çekimlerinin 3 gün sürdüğünü...

locke'ın beline kadar uzanan sırma saçlarını dizi için kestiğini...

sayid'in meşhur olmadan önce istanbul balık halinde çalıştığını...

gerçek hayatta kate'le mercimeği fırına veren charlie'nin sawyer'ı kıskandığı için arıza çıkardığını... onun için öldürüldüğünü.....

lost 4. sezon'da yeni karakterler duyuruldu

lost 4. sezon'da yeni karakterler duyuruldu


ara ara lost 4. sezon'a katılacak yeni oyunculardan bahsediyoruz. şimdi ise, diziye katılacak olan 3 yeni karakterden bahsedeceği ancak henüz oyuncuları belirlenmiş değil, en azından bizim bildiğimiz kadarıyla.
4 veya 5. bölümlerde karşımıza çıkacakları düşünülen karakterler:

  • MARK FORRESTER
    40'lı yaşlarda, erkek, yakışıklı ve kendini beğenmiş, büyük bir şirket çalışanı
  • ARTHUR GALZETHRON
    60'lı yaşlarda, erkek, bir şirketin başkanı (mark forrester'ın patronu olabilir mi acaba?)
  • MELISSA WATERS
    40'lı yaşlarda, kadın, kendine güvenli iş kadını, çekici

Kara Kaya (black Rock Teorisi)




Black Rock isimli İngiliz köle ticareti gemisi, “Exodus: Part 1” isimli bölümde adanın iç kısmında bulunmuş, daha sonra sığınak kapağını patlatmak için kullanılan dinamitler de bu gemiden alınmıştı. Geminin neden bu adada olduğu henüz bilinmiyor. Geminin hikâyesinden yola çıkarak bu sırrı çözmeye çalışalım.


23 numaralı iskele
New World Sea Traders isimli bir İngiliz deniz ticaret şirketine ait olan Black Rock, bu şirket tarafından işletilen üç köle gemisinden birisiydi. Köle ticaretinin 1833 yılında yasaklandığı düşünülürse, New World Sea Traders, yasa dışı köle ticareti yapmaktaydı. New World Sea Traders şirketi, eski bir gemi kaptanı olan Magnus Hanso’ya aitti. Yasal olarak kayıtlı görünmese de Black Rock, Portsmouth limanının New World Sea Traders şirketine ait bulunan 18-27 numaralı iskelelerinden 23 numaralı olanını kullanıyordu.

Magnus Hanso
Black Rock, 1881 yılında, altın arama işinden dönerken, Güney Hint Okyanusu’nda kayboldu. Belki de geminin ortadan yok olmasından daha ilginç olanı, olayların devam etmesiydi. Papua Yeni Gine’li tüccarlara göre, gemi limandan, Batı Afrika yönüne değil, doğu istikametine doğru ilerleyerek ayrıldı. Dikkatlerini çekmişti çünkü bu gemi, Endonezya ve Papua Yeni Gine arasında altın ve köle ticareti yapıyordu. Geminin gümrük beyanname kayıtlarına bakıldığında, Black Rock evvela Portsmouth Limanı’nın 23 numaralı iskelesinden denize açılmış ve aynı yere dönmesi düşünülmüştü. Ancak hiçbir şirket gemiye sahip çıkmamıştı. Gemi muhtemelen yaklaşık 40 mürettebat ve taşıdığı -sayısı bilinmeyen- kölelerle birlikte denizde kaybolmuştu. Gemi kaybolduğu sırada Magnus Hanso’nun idaresinde olduğu tahmin ediliyor.



Detaylar
Exodus: Part 1 adlı bölümde, adanın içinde bir yerde karşımıza çıkan Black Rock’ın buraya nasıl geldiği ise henüz karanlıkta duruyor. Ancak Magnus Hanso, Black Rock, Alvar Hanso ve Ada arasındaki bağlantılar, adanın ve adada yaşananların gizemlerini aydınlatmamız için bize yardımcı olabilir. En azından hikâyenin en başını çözümleyebiliriz.
Elimizdeki bilgileri tekrar hatırlayalım:

• Magnus Hanso, Hint okyanusunda altın ve köle ticaretiyle uğraşan bir gemi kaptanı.
• Black Rock isimli bir gemisi var ve bu gemiyi kendisi idare ederken gemi Hint Okyanusu’nda kayboluyor.
• Magnus Hanso’nun torunu, Alvar Hanso (Hanso Foundation).
• Kelvin’in kapı arkasına çizdiği haritanın kenarlarına aldığı notlardan birisinde: “KNOWN FINAL RESTING PLACE OF MAGNUS HANSO/BLACK ROCK” yazıyor. Kelvin Black Rock’ı Magnus Hanso’nun bilinen ebedi istirahatgahı olarak isimlendiriyor.
• Magnus, İngilizce magnificent kelimesinden geliyor ve anlamı; büyük, ulu. Ancak manyetizmaya yaptığı çağrışım da çok güçlü. Hele ki adanın manyetik özellikleri konusundaki iddiaları da düşünürsek, Magnus adında böyle bir gönderme olduğu açık.
• Bulunan ilk manyetik maddeye verilen isim: Black Rock.

Magnus Hanso ve Black Rock, bir senaryo kurgusu değil. Tarih kitaplarında da bulunabilen, geçmişte gerçekten var olmuşlar.



Teoriler
Bu bilgilerden hareketle şöyle bir fikir yürütebilir miyiz?

Magnus Hanso denizde yaptığı seyahatlerin birinde yolunu kaybeder ve kendisini bu özel adada bulur. Adada çok değerli bir şey keşfeder. Bu “şey” belki güçlü manyetizma, belki onun etkisiyle oluşan farklı bir zaman akışı, belki tıpkı Locke’un yaşadığı gibi sağlığına kavuşma, vb. Magnus Hanso bu değerli buluşunu torununa miras bırakır ve torunu Alvar Hanso, kurduğu vakıf aracılığıyla etrafına başka insanları da toplayarak adanın bu gücünü kullanmaya karar verir. Dharma girişimi, Hanso Vakfı eliyle böylece hayat bulur.
Muhtemelen adada bulunan gemi enkazında ya da yakınlarında, 815 kazazedeleri tarafından bulunulması istenmeyen şeyler var. Enkazın bulunduğu bölgeye “Kara bölge” adı verilmesi, oraya yaptıkları yolculuklar sırasında korkutucu olaylar olması da bunun kanıtı. Bir şekilde bu bölgeden uzak tutulmaya çalışılıyorlar.

Bu şekilde düşündüğümüzde; adada “others” adını verdiğimiz insanların nasıl bir oluşum içinde olduklarını, amaçlarının ne olduğunu, kaç kişi olduklarını, 815 numaralı uçuş yolcularının bu adaya nasıl bu denli özenle “indirildiğini” çözümleyemesek de Alvar Hanso’nun Pasifiğin ortasındaki bu adayı nereden bulduğunu ve araştırmaları için neden bu adayı seçtiğini anlamış oluyoruz. Büyükbabadan yadigâr çok özel bir keşif

Lost’un Sırrı, Çözüldü.

DİKKAT SPOİLER İÇERİR






FISILTILAR KİME AİT? …Ada, doğal bir mineral (Black Rock). Alvar Hanso’nun dedesi Magnus Hanso’nun niyeti, köleleriyle birlikte bu efsanevi “Black Rock”ı patlatıp elde edeceği madeni satmaktı. Bir fırtınaya yakalanarak karaya vurdular. “Magnus” kurtuldu, köleler öldü. Adayı terk etmek için bir sal inşa etti. Kölelerin çığlıkları kulaklarındaydı. Aslında onları gerçekten duyuyordu. “Black rock” elektromanyetik aktiviteyi, sesi, düşünceyi, hafızayı kaydediyordu. Aynı zamanda ona geleceğiyle ilgili sezgisel bir fikir de veriyordu. Bir gemi yapıp eve döndü. Gemisiyle adaya makul bir mesafede seyrederek meditasyon halinde, taşın ona gelecekle ilgili anlattıklarını telakki etti. Bunları ticaret hayatında kullanarak adanın sırrıyla birlikte varisi “Alvar Hanso”ya bırakabilecek kadar muazzam bir servete sahip olacaktı.

GİZEMLİ SAYILAR
“Valenzetti” adlı matematikçi, dünyanın sonuna dair “4,8,15,16,23,42” sayılarını içeren bir formül hesaplamıştı. Bu sayıların her yerde olduklarını ve dünyanın sonunun tahmininde önemli olduğunu iddia ediyordu. “Alvar”, formülü öğrendi ve adanın kendisine verdiği bilgiyle alakalı bularak “Valenzetti” ile “Dharma Girişimini”ni oluşturdu. Amaç bu sayıları değiştirerek dünyayı öngörülen korkunç sondan kurtarmaktı. “Alvar”, insanlığın iyiliği için adayı bazı kalifiye insanlarla paylaşması gerektiğini biliyordu. Bu yüzden bilim adamlarını ve psişik sınırlara dayanan güçlere sahip, özel çocukları adaya getirdi.

ADADAKİ İSTASYONLAR
Adada kurulan istasyonlarda kaderin değiştirilemezliği teorisini sınayan deneyler yapıldı. Bu deneylerden biri Swan’dı. Aslında test edilen şey, görevlerine olan inançlarının, kaderi yerinden bir milimetre oynatıp oynatamayacağıydı. İşe yaramadı. Sorunlu kaderin, adada hapsedilmesine karar verildi.

MERAK EDİLEN JACOB KİM?
Çocukların en özeli “Jacob”, zihniyle objeleri oynatabiliyordu. Madem “Black Rock” hafızayı depolayabiliyordu, “Jacob” da kayanın gücünün yoğun olduğu yere yerleştirildi ve bir bilim adamı ordusunun gözlemi altında kayadan kaderi emmeye çalıştı. Daha sonra “incident”(olay) olarak bahsedilecek patlama gerçekleşti. “Jacob”, bu patlamayla cismani formunu kaybedip, “Black Rock” tarafından emildi. Ama nesneleri hala oynatabiliyordu. Kendini taş halinde hareket ettirebiliyordu. Siyah bir toz bulutu halinde hareket edip, çeşitli şekillere bürünebiliyordu.

KADERİ DEĞİŞTİREMEDİLER
Patlama, enerjinin serbest bırakılmasını gerekli kılmıştı. Yoğunlaşan enerji bilim adamlarının kader üzerindeki araştırmalarının sürmesini sağlıyor, enerjinin periyodik olarak boşaltılması ise başka felaketleri önlemeye yarıyordu. “Swan”ın artık gerçek bir amacı vardı. Elektromanyetik enerjinin, “her 108 dakikada bir” yakındaki bir başka uyduya aktarılması gerekiyordu. Bu iş için, “Radzinsky ve Kelvin İnman” atandı. Fakat onlar, kaderin değişmeyeceğini düşündüler. Bununla birlikte “incident”(olay), dünyanın felaketine yol açacak olan bir anomali yaratmıştı. .

ADAYA ANOMALİYİ ÇEKTİ Bakunin’e, bu anomalinin dünya üzerinde yarattığı etkiyi takip etme ve etkileyebileceği insanların profilini çıkarma görevi verildi. O da, “Flame İstasyonu” vasıtasıyla bu insanları buldu. Her biri bir şekilde düşen uçakla ya da birbiriyle bağlantılıydı. Anomali büyük dalgalar halinde büyüyecekti. Sonunda bir şekilde bütün bu insanlar aynı gün aynı saatte aynı uçağa bindirilerek adaya getirildiler. “Dharma”, kaderin rotasının tamirinde (course-correcting) ona yardımcı oluyordu.

Kaynak: Star Gazetesi

Marsel Russo'nun Genetik Ayna Teorisini Açıklamak için Kullandığı Sayı Dizisi

*Marsel Russo'nun genetik ayna teorisini açıklamak için kullandığı sayı dizisi, lost'da geçen esrarengiz numaralar ile aynıymış; 4 8 15 16 23 42.. Teori, özetle herkesin bir ikizi vardır ancak olasılık değerleri nedeniyle kişi asla ikizi ile karşılaşamaz diyor. Numaraları da şu şekilde kullanıyor:

4: Russo'ya göre dünyadaki her insan 4 farklı insan ile birbiriyle bağlantılı. Yani, teoride, kendiniz ile 4 farklı insan üzerinden tanışma şansınız var. Örneğin; kardeşinizin patronunun komşusunun yeğeni sizin ikizinizi tanıyor.
8: Dünya'da günümüzde bulunan kıta sayısını temsil ediyor. İkiziniz ile 8 kıtadan birinde karşılaşma ihtimaliniz var.
15: İkiziniz ile karşılaşma ihtimaliniz 4,815,162,342'de 15'tir diyor russo. Yani %0,000000004'ten bile düşük bir ihtimal.
16: Aynı anda ikizi ile karşılaşabilecek maksimum kişi sayısı 16'dır. (Lost karakterleri de 16 adet.)
23: Doğa ana, sizle aynı genetik haritaya sahip bir yeni insan dünyaya getirmek için 23 yıl bekler, diyor. Yani ikizler aynı yaşta değil, aralarında 23 yaş fark olacaktır anlamına geliyor bu.
42: sizin ve ikizinizin aynı anda hayatta yaşayabileceği maksimum yıldır, diyor. Bu biraz şaşırtmacalı. Ben 23 yaşında iken ikizim doğmuş olabilir, ancak o 42 yaşına geldiğinde ben 65 yaşında öleceğim anlamına gelmiyor. Mümkün, ama böyle olacak diye öngörmüyor teori. Benim ikizim 15 yaşında ölebilir ve çember başa dönebilir.

Herkesin birbiriyle olan bağlantıları çıkıyor dıdısının dıdısı muhabbeti.En sonunda ilişkinin mantığınıda öğrenirsek hayatın anlamını çözmüş olucaz heralde...

Shaw-Basho polinomu

4 8 15 16 23 42

SAYILARI NERDEN Mİ GELİYOR OLABİLİR?



Shaw-Basho polinomu yukarıdaki gibidir.

Yukarıdaki polinomda x bilinmeyini için 0 değeri verildiğinde sonuç 4, x bilinmeyeni için 1 değeri verildiğinde sonuç 12 bulunuyor. Bu doğrultuda x bilinmeyeni için farklı değerler verildiğinde sonuç sırası:

4, 12, 35, 89, 213, 511, 1194, 2622 … +∞
şeklinde oluyor. Buraya kadar ilginç birşey yok. Fakat sonuçları birbirinden çıkarmaya başlayarak yeni bir sıralama yaptığınızda işler değişiyor.

Örneğin ilk sonuç sıralamasındaki her bir sonucu bir sonrakinden çıkarırak yazarsak:

12 - 4 = 8
35 -12 = 23
89 - 35 = 54 vb.

yeni sonuç sırası,

8, 23, 54, 124, 298, 683, 1428, 2624, 4804, 7943 … +∞şeklinde olur.

Bu şekilde sonuç sıralarındaki sonuçları kendinden bir sonraki sonuçtan çıkartarak sıraladığınızda ortaya çıkan yeni sonuç sıraları:

Dizi 1: 4, 12, 35, 89, 213, 511, 1194, 2622, 5346, 10150, 18093 … +∞
Dizi 2: 8, 23, 54, 124, 298, 683, 1428, 2624, 4804, 7943, 12458 … +∞
Dizi 3: 15, 31, 70, 174, 385, 745, 1296, 2080, 3139, 4515, 6250 … +∞
Dizi 4: 16, 39, 104, 211, 360, 551, 784, 1059, 1376, 1735 … +∞
Dizi 5: 23, 65, 107, 149, 191, 233, 275, 317, 359 … +∞
Dizi 6: 42, 42, 42, 42, 42, 42, 42, 42, 42, 42 … +∞
Dizi 7: 0, 0, 0, 0, 0, 0, 0 … +∞
Dizi 8: 0, 0, 0, 0, 0, 0, 0 … +∞
Dizi 9: 0, 0, 0, 0, 0, 0, 0 … +∞



ve bu noktadan sonra tüm sonuç dizileri sıralı sıfırlar olarak devam ediyor. Yani dizi kendini imha ediyor.

Sonuç: Diziler kendilerini imha edene kadar (sıralı sıfırlar) her bir sonuç dizisinin ilk sonucuna bakıldığında, acaba sonuçlar ne oluyor?

4 8 15 16 23 42